22 Eylül 2025 - 05:43
GÜNCEL KURLAR
🇺🇸USD: 41,3706 ₺ 🇪🇺EUR: 48,6491 ₺ 🥇GRAM ALTIN: 2.726,69 ₺ BTC: 4.733.225 ₺ 🇺🇸USD: 41,3706 ₺ 🇪🇺EUR: 48,6491 ₺ 🥇GRAM ALTIN: 2.726,69 ₺ BTC: 4.733.225 ₺ 🇺🇸USD: 41,3706 ₺ 🇪🇺EUR: 48,6491 ₺ 🥇GRAM ALTIN: 2.726,69 ₺ BTC: 4.733.225 ₺
Beyin Göçü: Türkiye’nin En Büyük Kayıplarından Biri
Köşe Yazısı

Beyin Göçü: Türkiye’nin En Büyük Kayıplarından Biri

18.01.2025 11:00
Dr.Ahmet GÜLER

Beyin Göçü tartışmaları ışığında Türkiye'nin Son durumu

Bu köşe yazısını paylaş:

Türkiye, genç nüfusuyla büyük bir potansiyele sahip bir ülke olarak bilinirken, son yıllarda yoğun bir beyin göçü dalgasıyla karşı karşıya. Tahminlere göre, şu ana kadar yaklaşık 300 bin genç, yurtdışında yeni bir hayat kurmak için Türkiye’yi terk etmiş durumda. Bu durum, Türkiye gibi ekonomik anlamda sıkıntılar yaşayan ve genç beyinlere fazlasıyla ihtiyaç duyan bir ülke için ciddi bir kayıp.

 

Türkiye’den ayrılan gençlerin büyük bir kısmı, kendi alanlarında istihdam imkanı bulamıyor ya da bulsa bile geleceğe dair bir ümit ışığı göremiyor. Daha iyi bir yaşam standardı, özgürlük ve ekonomik refah arayışıyla yurtdışına göç eden bu gençler, çoğunlukla gittikleri ülkelerde kendi mesleklerinin dışında, nitelik gerektirmeyen işlerde çalışıyor. Tahminlere göre, yurtdışına göç edenlerin %70-80’i, eğitim aldıkları alanlarla ilgisi olmayan düşük işlerde istihdam ediliyor. Örneğin, mühendislik, öğretmenlik ya da sağlık gibi mesleklerde diploma sahibi olan birçok genç, yurtdışında bulaşıkçılık, pizza dağıtımı veya temizlik gibi işlerde çalışmak zorunda kalıyor.

Bu durumun temel nedenlerinden biri, Türkiye’deki gençlerin geleceğe dair umutlarını yitirmiş olması. İşsizlik oranlarının yüksekliği, düşük ücretler, adaletsiz iş imkanları ve gelecek kaygısı, onları yurtdışında daha düşük statülü işlerde çalışmaya bile razı hale getiriyor.

Yurtdışında diplomalarının tanınmaması ya da yabancı dil ve yerel iş piyasası şartlarını bilmemeleri de onları bu zorlu sürecin içine itiyor. Ancak bu gençlere kızmak ya da onları suçlamak yerine, içinde bulundukları koşulları anlamak gerekiyor. Çünkü bu insanlar, Türkiye’de kendileri için bir gelecek göremedikleri için bu yolu seçiyorlar.

Atatürk’ün Öngörüsü ve Bugüne Mesajı

Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyetin kuruluşunda gençlerin yurtdışında eğitim almasını ve bilgi birikimlerini artırmasını her zaman desteklemiş, bu konuda vizyoner bir yaklaşım sergilemiştir. Atatürk, "Sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz" sözleriyle, yurtdışına gönderilen gençlerin orada gerekli eğitimi alarak ülkelerine dönüp faydalı olmaları gerektiğini vurgulamıştır. Bu anlayış, Türkiye’nin beyin göçüne dair politikaların temelini oluşturmalıdır.

Elbette gençlerimiz bilgi, kültür ve bilimsel donanımlarını geliştirmek için yurtdışına gitmeli, orada kendilerine uygun yerlerde çalışmalı ve tecrübe kazanmalıdır. Ancak bu nihai bir gidiş olmamalıdır. Yurtdışında edindikleri bilgi ve deneyimleri Türkiye’ye taşıyarak ülkelerine katkı sağlamaları, hem bireysel hem de toplumsal bir zorunluluktur. Bu geri dönüşleri sağlamak için, Türkiye’nin gençlere bilimsel çalışmalar yapabilecekleri, ekonomik anlamda refah içinde yaşayabilecekleri ve fikirlerini özgürce ifade edebilecekleri bir ortam sunması elzemdir.

Türkiye İçin Kayıplar ve Çözümler

Türkiye, her bir bireyin eğitimine büyük yatırımlar yaparken, yetişmiş insan kaynağını kaybetmenin bedelini ağır bir şekilde ödüyor. Bilim insanları, doktorlar, mühendisler ve diğer meslek gruplarındaki gençler yurtdışında daha iyi bir yaşam kurmaya çalışırken, Türkiye onların bilgi ve yeteneklerinden mahrum kalıyor. Beyin göçü, sadece bireysel bir kayıp değil, aynı zamanda ülkenin ekonomik, bilimsel ve kültürel gelişimi açısından da geri dönüşü zor bir darbe anlamına geliyor.

Bu göç dalgasını durdurmak ya da en azından azaltmak için Türkiye’de gençlerin geleceğe dair umutlarını yeniden yeşertecek adımlar atılması şart. İşsizlik oranlarının düşürülmesi, daha adil ve şeffaf bir işe alım sistemi kurulması, gençlerin eğitim ve yeteneklerine uygun iş imkanlarının artırılması gibi somut politikalar geliştirilmelidir. Ayrıca, yurtdışına giden gençlerin yeniden ülkeye dönmelerini teşvik edecek projeler ve destek mekanizmaları oluşturulabilir.

Sonuç olarak, gençlerin yurtdışına gitmesi bir kayıp olarak değil, doğru şekilde yönetildiğinde, Türkiye’nin geleceği için bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Ancak bu, gençlerin yurtdışına yerleşip ülkelerini tamamen terk etmesiyle değil, Atatürk’ün vizyonunda olduğu gibi, "alevler olarak geri dönmesiyle" mümkündür. Eğer gençlerin Türkiye’ye dönmesini sağlayacak umut dolu bir gelecek inşa edemezsek, ülkemizin geleceğini de onlarla birlikte kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalırız.

Yayınlanma: 18.01.2025 11:00