17 Kasım 2025 - 07:27
GÜNCEL KURLAR
🇺🇸USD: 42,3054 ₺ 🇪🇺EUR: 49,1836 ₺ 🥇GRAM ALTIN: 2.788,31 ₺ BTC: 4.017.911 ₺ 🇺🇸USD: 42,3054 ₺ 🇪🇺EUR: 49,1836 ₺ 🥇GRAM ALTIN: 2.788,31 ₺ BTC: 4.017.911 ₺ 🇺🇸USD: 42,3054 ₺ 🇪🇺EUR: 49,1836 ₺ 🥇GRAM ALTIN: 2.788,31 ₺ BTC: 4.017.911 ₺
İlişki Bağımlılığı
Köşe Yazısı

İlişki Bağımlılığı

25.09.2025 16:18
Doç.Dr.Hatice Tezer ASAN

Bağımlılık, kişinin kontrol etmek istemesine rağmen, davranışlarını, duygularını ve düşüncelerini kontrol edememesi, kendisiyle çatışma halidir.

Bu köşe yazısını paylaş:

Son zamanlarda ilişkilerde yaşanan en büyük sorunların başında gelen, ilişki bağımlılığı, hem bağımlıyı, hem de bağımlı kılınan kişiyi mutsuz etmeye başlamıştır.

İlişki Bağımlılığı: cinsiyet ayrımı ve kimyasal bağımlılık içermeyen, bireyin diğerlerine aşırı kontrollü bağlanmasıyla aile içi olumsuz ilişkilere neden olan bir ilişki türüdür .(Rounsaville, Weissman, Prusoff & Herce-Baron, 1979; akt: Mukba, 2013). “İlişki bağımlısı” terimi ilk kez, alkolik ailelere üye bireylerdekullanılmaya başlanmıştır. 1940 ve 1950’li yıllarda “alkol” ve “madde bağımlılığı” tedavisinde kullanılmaya başlanan bir terim olarak literatürde yer almaya başlamıştır. 

Sağlıksız ilişkilerin peşinden sürüklenip gitmek, acı veren ilişkileri sonlandıramamak, partnerin yokluğunda acı çekip takıntılı bir şekilde ona ihtiyaç duymak, ilişkiyi hayatının merkezi haline getirmek gibi özellikleri yansıtan ilişki bağımlılığında, bağımlı olunan maddenin yerini kişi alır. Bağımlı olunan nesnenin (kişi, madde) tüketilen ya da deneyimlenen miktarından çok kişinin hayatını nasıl etkilediği ve ona yüklediği anlam önemlidir. İnsanlar maddelere bağımlı olabildiği gibi insanlara da bağımlı olabilmektedir. Peele’ye göre bağımlılığa neden olan faktör, çoğunlukla kullanılan maddeden değil, bağımlılığın kendi özelliğinden kaynaklanmaktadır. Aşk/sevgi ilişkilerinde bu faktör belirli bir insanla birleşme ve bu birliği koruma ihtiyacı şeklindedir. Fakat bu durum, sağlıksız bir biçimde ise bağlılık değil, bağımlılık kapsamında ele alınır. 

İlişki bağımlılığının daha çok romantik ilişkiler üzerinden değerlendirildiği sevgi bağımlılığıolarak da ele alındığı görülmektedir. Bireyin temel ihtiyaçlarından olan güvenlik, ait olma, kimlik gibi ihtiyaçlarını başka biri üzerinden saplantılı bir şekilde karşılama çabası olarak görülmektedir. Sevgi duygusunun karmaşıklığı nedeniyle bireyin duygularında meydana gelen düzensizlik yanlış anlaşılma, reddedilme veya saptırılma gibi manipülasyonlara maruz kalabilmektedir. Bu gibi durumlar veya neden olduğu kuşku nedeniyle bağımlı bir sevginin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Birey böyle bir durumun ortaya çıkaracağı acıyı dindirmek için sevgi objesine bağımlı olmaktadır. Bu durum madde bağımlılığında olduğu gibi doyum etkisi yaratmakta ve bu nedenle ilişki bağımlılığı, madde bağımlılığı ile eşdeğer görülmektedir (Schaeffer 2013: akt. Yıldızhan, 2019). 

Halpern’e göre bağımlılığın başlangıç noktası bebeklikteki “ilgi açlığı” na dayanmaktadır. Anne ve bebek arasında bebeğin ihtiyaçlarına yönelik olarak kurulan bağın zedelenmesi, bebeğin yeterince desteklenmemesi kişinin içinde duyduğu eksiklik, sevgi ve ilgi açlığı yaşama, güvende olma, mutlu olma yetisi gibi şeyleri kazanma umudu insanlara bağımlı olmayı getirebilir. Çocukluk döneminde anne-baba ile kurulan sağlıklı ya da sağlıksız ilişkiler ileriki yıllarda partner ile kurulan ilişkinin temelini oluşturmasının yanı sıra benlik saygısı ve madde kullanımı üzerinde de rol oynamaktadır. Freud, anne ile çocuk arasındaki ilişkiye vurgu yaparak bu ilişkinin yaşam boyunca oluşan en güçlü sevgi ilişkisi olduğunu ve sonraki tüm sevgi ilişkilerinin de prototipi olduğunu ileri sürmüştür. Bağlanma Kuramcıları, ilişkinin bir bağlanma süreci olduğunu ve bireylerin bağlanma biçimlerinin tercih ettikleri ilişki/sevgi türünü de oluşturduğunu ifade etmiştir. 

Hendrix çocukların erken yaşta en çok etkilendikleri insanlarla ilgili zihinlerinde bir imge bulunduğunu ve ileride bu imgeye uyacak kişiden romantik olarak etkilenildiğini belirtir. Bu imge, her iki ebeveynin de belli özelliklerinden izler taşımaktadır (akt. Havaçeliği, 2013).

Bowen aile sistemleri bakış açısına bakıldığında, aile içinde bireylere aşırı müdahalede bulunma, tutarsız davranışlar ve aile ortamından uzaklaşma gibi durumlar, bireylerin ilerde yaşayacakları ikili ilişkilerde zorluk yaratabilir. Bireyin erken yaştaki, aile içinde ilişkiyi değerlendirme biçimi ve ailenin ilişkideki müdahale biçimleri, onun ilişkideki bağımlılık durumunu etkileyebilir.

Özetle, bağımlılığın kaynağında sevgi eksikliği yatmaktadır. “Bağımlı kişilerin kurtulamadıkları içsel boşluk hissi, doğrudan doğruya ana babalarının, çocuklukları sırasında gereksindikleri şefkat, dikkat ve özeni kendilerine verememiş olmalarının bir sonucudur. İçlerinde bir güvensizlik ve “hiçbir şeye yeterince sahip değilim” hissi ve dünyanın güvenilmez ve hiçbir şey vermeyen bir yer olduğu duygusunu beraberinde getirir. Kendilerinin de değerli ve sevilebilir olduklarından emin değillerdir. İlgi, sevgi ve güven elde etmek için çabalama ve bulduklarında da kaybetmemek için kişiye bağımlı hale gelme durumları söz konusudur” . Aynı zamanda ilişki bağımlılığının temelinde bağımlı olunan kişinin kendisini tamamlayacağı yönünde inanç vardır. Kişi, ihtiyacını karşılamak (sevgi, ilgi, güven) için dolaylı anlamlar üretir, bu süreçte başkalarını kullanmaya ya da başkaları tarafından kullanılmaya hazırdır. Koşulsuz sevgi ister, sürekli olarak, bekler, ümit eder ve sevgi açlığının partner tarafından sürekli olarak doyurulmasını ister. 

Bağımlı sevginin sonuçları, ilişki bittiğinde ya da ilişkinin hayatını olumsuz etkilemesi gibi algılanması durumunda çoğunlukla bağımlının yoksunluk semptomlarını deneyimlemesi olarak ortaya çıkar. Yoksunluk, bir kişinin deneyimlediği en yoğun seviyedir. Ayrılık durumunda, bağımlı sevgili, bağlılığın ve kaybedilen ilişkinin özlemini çeker, eroin kullanıcılarının madde olmadığında yaşadığı aşerme gibidir. Bu özlem, aşırı derecede güçsüz bırakan bir acı, obsesyon ve yıkıcı ya da kendine zarar verici davranışlar şeklinde sonuçlanabilir. Bağımlılık derecesine bağlı olarak, negatif sonuçlar şiddetten utanç, depresyon, bozulmuş duygusal gelişim, kronik boşluk, yalnızlık, yakınlık ve haz kaybı gibi duyguların artışına kadar sıralanır .Bağımlı olunan maddenin yokluğunda duyulan his, panik ve korku hali, partnerin yokluğunda ya da partnerin ilişkiyi sonlandırmaaşamasında da hissedilir. Bu korku haliyle de bağımlı kişiler ilişkiyi sonlandırmada başarılı olamaz ve ayrılığı öteler, acıdan kurtulmak için kişiye koşulsuz ulaşmaya çalışır ve bağımlılık döngüsünü yeniden başlatır. Halpern, bunu yoksunluk döneminin semptomları atlatıldıktan sonra bağımsızlık, zafer ve başarı hissini beraberinde getirdiğini, bu durumun da tıpkı madde kullanıcısının yeniden doğuş hissi gibi olduğunu ifade eder. Bağımlılığın temelinde kişilerin yaşadıkları boşluk, çaresizlik, üzüntü hissi, kişiyi, bağımlılığın tek çare olduğu inancını taşımalarından kaynaklanır. Bu inanç ile de kişi bağımlı olduğu objeyle tekrar birleşmek ister.

İlişki Bağımlılığında Risk Faktörleri

  • Alkolik Aile Unsuru
  • Ailede Görülen Fiziksel ve Ruhsal Rahatsızlıklar
  • Ebeveynlik Stilleri
  • Bağlanma Stilleri
  • Kişilik Özellikleri
  • Olumsuz Aile Yaşantısı

İlişki Bağımlılığının Tedavisi 

İlişki bağımlılığı, bireylerin düşüncelerini, bedenlerini ve duygularını bütünüyle etkiler. Bireyde ilişki bağımlılığına yönelik iyileşmenin sağlanabilmesi için düşüncelerinde, bedeninde ve duygularında var olan gerçekçi olmayan ve zorlayıcı durumları fark edebilmesi ve nedenlerini anlayabilmesi gerekir (Mellody, 1989; Akt: Mukba, 2013). 

Rick (2011), bireyin ilişkilerindeki bağımlılığı fark edebilmesinin, beş ana kişilik özelliğinin geliştirilmesine bağlı olarak gerçekleşebileceğini savunur: benlik saygısı, sınır koyabilme, gerçeklik algısı, güven duyabilme ve olgunluk. Görüldüğü gibi ilişki bağımlılığına yönelik tedavide öncelikle, bireyin düşünce ve beden algılarındaki olumsuz ve zorlayıcı durumları anlamlandırabilmesi gerekir. Buna yönelik belirli kişilik özelliklerindeki eksikliklerin farkına vardırılma ve bu alanlara yönelik yöntemler yapılandırılabilir.

Kaynakça

  • Havaçeliği, D. (2013). Partner ilişkilerindeki ilişki bağımlılığının ebeveyn bağlanma stilleri ve madde kullanımı ile ilişkisi  (Yüksek lisans tezi). YÖK Ulusal Tez Merkezi veri tabanından elde edildi. (Tez no: 522112).
  • Mukba, G. (2013). Üniversite öğrencilerinde ilişki bağımlılığının bazı değişkenler açısından incelenmesi (Yüksek lisans tezi). YÖK Ulusal Tez Merkezi veri tabanından elde edildi. (Tez no: 339877).
  • Yıldızhan, Y. (2019). Madde bağımlısı bireylerde bağlanma stilleri ve ilişki bağımlılığı  (Yüksek lisans tezi). YÖK Ulusal Tez Merkezi veri tabanından elde edildi. (Tez no:573684).

 

 

Psikolog Doç. Dr. H. Tezer ASAN

Yayınlanma: 25.09.2025 16:18