19 Ekim seçimlerinin ardından göreve başlayan Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, ilk yurt dışı ziyaretini Türkiye’ye yaptı.
Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, Ankara temasları çerçevesinde, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde resmi törenle karşılandı.
Tören, Cumhurbaşkanı Erhürman’a ait makam aracının süvariler tarafından Cumhurbaşkanlığı önündeki caddede karşılanması ve protokol kapısına kadar eşlik edilmesiyle başladı.
Ardından Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Erhürman’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin ana giriş kapısında karşıladı.
Erhürman ve Erdoğan’ın tören alanındaki yerlerini almalarının ardından, 21 pare top atışı eşliğinde İstiklal Marşı çalındı.
Erhürman, tören kıtasını, "Merhaba asker" diyerek selamladı. Törende, tarihte kurulan 16 Türk devletini temsil eden bayraklar ve askerler de yer aldı.
Türkiye ve KKTC bayrakları önünde gazetecilere poz veren cumhurbaşkanları daha sonra görüşmeye geçti. Törene, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da katıldı.
KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, basın toplantısında açıklamalarda bulundu:
"KKTC-Türkiye ilişkileri başka devletler arasında kıyaslanmayacak kadar özeldir. KKTC'nin tüm Cumhurbaşkanları seçildikten sonra ilk ziyaretini Türkiye Cumhuriyeti'ne yapmışlardır. Bu elbette KKTC'nin 6. Cumhurbaşkanı olarak benim dönemimde de böyle olacaktır. İlk ziyaretimi yapıyor olmaktan son derece mutluyum. Görev sürem içinde KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti arasında sarsılmaz kardeşlik bağları içinde ilişkileri daha iyi bir seviyeye taşımak benim en önem verdiğim çalışma alanlarından biri olacaktır.
"TÜRKİYE EN ÖNEMLİ AKTÖRLERİN BAŞINDA GELİYOR"
Türkiye Cumhuriyeti üç garantör ülkeden biridir. Özellikle Kıbrıs'ın güneyinde ve bölgede silahlanmanın arttığı koşullarda Kıbrıs Türklerinin kendilerini güvende hissetmelerinin varlığı olan Türkiye Cumhuriyeti en önemli aktörlerin başında gelmektedir. Kıbrıs Türk halkı statüsü gereği Kıbrıs adasının tamamında egemenlik haklarına sahiptir. Adada yaşayan herkesi ilgilendiren güvenlik, ticaret ve deniz ticaret alanlarında Kıbrıs Rum liderliği ya da uluslararası toplumdan yok sayılması mümkün değildir.
Sorunun varlığı yalnızca adada iki eşit kurucu ortak olan Türkler ve Rumlar değil bölgedeki istikrar arayışlarını olumsuz etkilemektedir. Bizim çabamız tüm tarafların kazanacağı kimsenin kaybetmeyeceği adil sonuca yöneliktir. İlgili tüm taraflara çağrımız çabalarını bu noktaya yoğunlaşmalıdır. Sayın Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu gibi Doğu Akdeniz'de sorunun çözümü diyalogtur. Bilinmelidir ki Kıbrıs Türk halkının kimsenin hakkında gözü yoktur. Bu halk kimsenin hakkını yemesine de izin vermeyecektir.

"MASA DIŞINDA DA BİR DÜNYA VAR"
Adada ortak yetki alanları olan Kıbrıs Türk halkının egemenlik haklarının ihlal edilmesine tahammülümüz olmadığını buradan bir kez daha ilan etmek istiyorum. Her zaman çözüm iradesine sahip olmuş ve masadan kaçmamış olan Kıbrıs Türk halkının çözüm olsun diye müzakere etmek niyeti olduğu bütün dünya tarafından bilinmektedir.
Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesini hiç kimse siyasi eşitliğin pazarlık ya da alver konusunun yapıldığı, on yıllardır üzerinde defalarca yakınlaşma sağlanan konuların yeniden tartışmaya açıldığı, Kıbrıs Rum halkının masaya devirmesi halinde, masaya oturmaya yönelik bir irade olarak algılanmamalıdır. Benim ya da halkımın masa kurulmasın diye ileri sürdüğümüz önşartlar değil halkın bunca yıllık ortaya koyduğu çözüm metodolojisinin unsurlardır. Koşulların olgunlaşmadığı durumda kimse masada Türk halkının olmayacağını zannetmesin. Çözüm odaklı masa varsa orada olacağız.
Masa dışında da bir dünya var benim halkım da tüm halklar gibi dünyayla buluşma hakkına sahiptir. Türkiye Cumhuriyeti'nin açılmasına yardımcı olacağına olanaklardan da yararlanarak Avrupa Konseyi, AB şemsiyesi altında görüşmelerde Kıbrıs Rum kesimiyle eşit seviyede olduğumuz BM'de hak ve çıkarlarımızı savunacağız.
Kıbrıs Türk halkı soğukkanlı, sabırlı ama aynı zamanda kararlıdır. Bu halk en zor koşullarda vardı, bugün vardı yarın da var olacaktır. Dünya ile buluşmamızı kimse engelleyemeyecektir. Bu zorlu mücadelemizde Türkiye Cumhuriyeti'nin her koşulda yanımızda olduğunu, sarsılmak kardeşlik bağları içerisinde olduğunu bilmek bizim en büyük güvencemizdir.
Sayın Cumhurbaşkanına ilettiği kutlama mesajları, nazik davetleri ve misafirperverlikleri için kendim ve eşim adına teşekkür eder, saygılarımı sunarım."
TGM Haber Merkezi